Menu 0
    Anasayfa Arama sonuçları
    Sonucu Daralt
    Sadece stokta olanlar : 
    Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
    ... Oltanın ucundaki balık şöyle dedi: 'Yem öyle büyü­lü, çekici, gerçek idi ki; nasıl desem gerçekten daha gerçekti. Şimdi şu son nefesimi verirken itiraf edi­yorum: Tanrım bunu beklemiyordum'. * Elinizdeki kitap sadece şu mektuptaki cümle yüzün­den kaleme alınmıştır desem yeridir. Çağdaş Küre­sel Medeniyet'in (O iki asırdan beri peşine düşüp yetişmeye çalıştığımız muasır medeniyet) insanlığı getirdiği son durak burasıdır. Mustafa Kutlu'nun gazete yazılarından derleyerek yazdığı yeni eseri toplumumuzun tü
    Tükendi
    Gün gelir hakikate giden yola barikatlar kurulur. Bu defa sorulan soru şudur: 'Ne yapmalı?' Önce niyet edeceğiz, ardından kalbin sesine uyarak sonsuzluğa yöneleceğiz. Üç hakîmin hükmünde hata aranmaz: Kalbin, kaderin, ölümün. Aramak vazifedir. 'Aramakla bulunmaz fakat bulanlar ancak arayanlardır' denilmiş. İnanmak ve sevmek şart... Arayışta esas olan samimiyettir. Kendini belli eden sanattan, nümayişçi ahlâktan ve kendine güvenen ibadetten uzak durmalı. Hakikatın-hayrın-güzelliğin ardına düşüp; gayret b
    Tükendi
    Gidiyorlar, ağıt yakalım arkalarından. Çünkü gitmek var, dönmek yok. Bağırlarına basmışlar çocuklarını ve dişlerini sıka­rak. Yağmura, kara, dipçiklere ve saat kulelerine aldırmayarak. Tel örgüleri yarıp duvara tırmana­rak. Bozbulanık, coşkun bir nehrin kederli köpüğü gibi. Aniden havalanan sığırcık sürüsü gibi... O kadar kalabalık ve kocamanlar ki kimse görmüyor onları. Bakıyorlar ama görmüyorlar. Ne televizyonlar ne uydular ne çocuk mamaları ne don ne gömlek. Onlar o çocuğun peşindeler, hani güzel fotoğra
    Tükendi
    Türk edebiyatının usta hikayecilerinden Mustafa Kutlu'nun yeni kitabı Sevincini Bulmak okurlarıyla buluşuyor. Kutlu, Sevinci Bulmak'ta dış dünyanın hücumuna karşı kitapların dünyasına sığınan Suna ile Elif'in hikâyesini anlatıyor. Hikaye, Tanpınar hayranı bir akademisyen olan Suna'nın ve onun dert ortağı, sırdaşı Elif'in hayatlarına giren insanların, yaşadıkları aşkların, ayrılıklarının, uğradıkları hayal kırıklarının, hüzünlerinin anlatılmasıyla şekilleniyor. Kutlu, sevincini arayan ve bütün zorlukların ü
    Tükendi
    Aydınlığa ve vuzuha açılan bir kapı, sonsuzluğa doğru uzanan bir yol, hakikat ve merhamet deryasına doğru akan bir nehir, göğe yükselen bir miraç... Mustafa Kutlu'nun İlmihali'nde (ki yıllar önce ilk metinler ortaya çıktığında ona birlikte Kutlu İlmihal adını vermiştik) yüksek bir hissiyatın eşlik ettiği bu hikmetli anlatım edebin ve edebiyatın, sanatın imkânlarıyla yeni bir biçime ve üsluba kavuşuyor, terütaze yeni bir ihmihal türüne kanatlanıyor. Yazar metinlerin neredeyse tamamında aslında kendi tecrüb
    Tükendi
    Bu kitapta yer alan yazılar taşralı birhikayecinin yaşadığı şehri (İstanbul)tanıma yolundaki gayretlerininmahsulüdür.On yıl boyunca İstanbul'u dolaştım, bugezi izlenimlerimi Zaman gazetesindeBir demet İstanbul başlığı altında yayımladım.Şehir Mektupları, bu tutkulu serüvenin bir sonrakiaşamasıdır. Bu defa insan-şehir-mekân ilişkileriniokuyucularla paylaşan denemeler olarak vücut buldu.Şehrimizi tanımadan kendimizi, birbirimizitanımamız zor.Hele sevmek büsbütün müşkül.
    Tükendi
    İkibin yılından bu yana hemen her sene bir kitap yayımlayan Mustafa Kutlu, bu defa Rüzgârlı Pazar adlı eseriyle okurların karşısına çıkıyor. Uzun Hikâye, Beyhude Ömrüm, Mavi Kuş ve Tufandan Önce kitapları Kutlu´nun uzun hikâye türünde kaleme aldığı son eserleri. Kutlu bu kitaplarında geleneğin halk hikâyesi vadisinden devşirdiği unsurlarla bir yeniden üretim çabası gösteriyor. Anlatma esaslı üslup, şifahî edebiyatın bir bakıma yazılı metin haline sokulmasını hedefliyor. Metinlerde kullanılan dil belki de bu
    Tükendi
    Yoksullar bizi bekliyor.İzbelerde, harabelerde, barakalarda, küflü-nemli karanlık odalarda bekliyorlar. Naylon çadırlarda, toprak damlı evlerde, kuş uçmaz-kervan geçmez M yerlerde ve şehrin göbeğinde. Kanlı gözlerini ufka dikmiş, bir heykel gibi hareketsiz, sessiz, dalgın bekliyorlar. Bebeler açlıktan ağlıyor, anaların gözpmarlarmdan yaş yerine kan akıyor. Çocuklarm dargın bakışlarından çelik parıltılar fışkırıyor. Babalar yumruk sıkıyorlar ve askerdeki oğullar gökyüzünde bir turna katarı arıyor. Dedelerin
    Tükendi
    Yağmur ince ince yağıyor. Saatlerdir yağıyor. Bir şehirlerarası otobüs gecenin ıslak karanlığını yara yara gidiyor. Saatlerdir gidiyor. Ses yok. Sanki hemen herkes uyuyor. Arada hafif horultular, alçak sesle konuşanların mırıltıları. Sürücü kasetçalardaki arabesk parçanın sesini iyicene kısmış, belki de sadece kendisi işitiyor. Bir de yanındaki koltuğa yığılmış, başı önüne düşmüş genç irisi muavin. Sürücü sigaranın birini söndürüp, ötekini yakıyor. Yol tenha, gözler uykusuzuktan kızarmış...
    Tükendi
    Bir şehre ruhunu veren, o iklimin, o coğrafyanın, o kültürün, o şehri yapan insanların birlikte kotar-dıkları biricik oluştur. Bu bazan bir pencere biçiminde kendini gösterir, bazan bir ağaç seçiminde. Meselâ İstanbul ve Bursa için Erguvan vazgeçilmemesi gereken bir ağaçtır. Şehrin Erguvan'a ihtiyacı vardır. Erguvan pembesinden arındırılmış bir Boğaziçi, baharda, gelinini yitirmiş duvağa benzer. Bir şehre ruhunu veren bazan o mıntıkada kaynayan bir su, bazan sadece o bölgede pişirilen bir yemek, oynanan bi
    Tükendi
    Arkakapak Yazıları çokluk Mustafa Kutlu'nun Dergâh dergisinin arka kapağında yayınlanan hikâyelerden oluşur. Yarım sayfa tutarında olan bu hikâyeler kıssa geleneğinin yeniden üretilme çabasını yansıtıyor. Kitabın ikinci bölümünde yazarın (kitaptaki sonundaki) 2 uzun hikâyesi de yer alıyor.
    Tükendi
    Sadece stokta olanlar : 
    Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1