Menu 0
    Anasayfa Arama sonuçları
    Sonucu Daralt
    Sadece stokta olanlar : 
    Toplam 304 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
    Umman'ın bir köyünden üç kız kardeşin hikâyesi bu: Kırık bir kalple evlenen Meyye, bir görevi yerine getirircesine evlenen Esma, her şeye rağmen sevdiği adamla evlenmeyi seçen Havle... Bu üç kadın ve ailelerinin hikâyeleri üzerinden hızla değişen Umman'ı, en zengininden en fakirine servet dağılımının alaşağı ettiği hayatları da okurla buluşturuyor Jokha Alharthi. Üç kız kardeşin aynı kader dokusundaki hikâyesi, farklı yollara doğru ilerlerken bu döngüyü kırmak için bambaşka hayatlar kurmaya çalışan çocuklar
    Tükendi
    Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yıkılmak üzere olan, işgal altında bir vatan. Bu yıkımı kendi istedikleri gibi sonlandırmak isteyen İngilizler ise boş durmuyor, her yerde casusları ile çalışıyorlar... Devleti yeniden ayağa kaldırmak isteyen vatanperverler ise işgali sonlandırmak ve yeniden bağımsız olmak için var güçleriyle gizlice çalışıyorlar. Çıkış aranıyor... En büyük düşmanları ise kendilerinden gibi gözüken casuslar... Bu casuslardan en tehlikesi ise İngilizlere çalışan Hint asıllı Mustafa Sagir.
    Tükendi
    Ömrünün baharında solmuş bir genç... Aile içi şiddeti, cinayeti, sokakları, uyuşturucuyu, pisliği, yetimhaneyi, pişmanlığı ve varoluş sancısını yaşamış gencecik bir yürek. Bu genç yaşında kaldıramıyor bu kadar yükü... Bir arayışta... Yaşadığı acı dolu hayata bir anlam bulmak istiyor bu genç. Dipsiz bir kuyuda geleceği için bir parça umut arıyor... Ve yolunu kaybedenlere rehberlik eden çiçeği burnunda idealist bir öğretmen... Büyük kâinatta kaderlerinin birlikte yazılması asla tesadüf değildi. Mehmet Y
    Tükendi
    Nizamiye medreselerini bütün tehditlere rağmen canı pahasına koruyarak devletin kalesi haline getiren Selçuklu Veziri Hasan bin Ali et-Tûsî; namı diğer Nizamülmülk... Öte yanda ise devasa bir plato üzerinde yükselen ve sarp zirvelere hâkim, ulaşılması güç, ehlisünnet düşmanı Alamut Kalesi... Hasan Sabbah gibi bariz bir düşmanın ötesinde, yalnızca küçülmüş gözbebeklerinden tanınabilen katil haşhaşi fedaileri... Nizamülmülk, Ulu vezir Hasan et-Tûsî'nin Sultan Melikşah döneminde sonlanan, ancak hikâyesi dild
    Tükendi
    Londra, 2050. Son 50 yılın sosyo-ekonomik krizi sona erdi, tüketicilik hareketi zirvede. Şehrin dışındaki toprağın mülkiyeti, küçük bir elit kesimin korumasında. Nüfusun geri kalanıysa İkamet Hakkı kazanmak için daha fazla harcamak ve tüketmek zorunda. Yaşlanma hakkı lağvedildi, artık emekli olmak yerine bir GururEvi'nde huzur içinde ötanaziyi bekleyebileceğiniz radikal yeni bir yaklaşım var. Mimar Philip kaybolduğunda, karısı Alice evini ve statüsünü kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyor ve içinde büyü
    Tükendi
    Pan
    "Erkek öteki kızı bir köle, bir deli, bir yoksul nasıl severse öyle sevdi. Neden mi sevdi? Bunu yollardaki tozlara, düşen yapraklara sor; hayatın esrarlı Tanrısına sor! Çünkü bu gibi şeyleri bilse bilse o bilir. Bu kız erkeğe hiçbir şey vermedi, hayır, hiçbir şey vermedi, ama erkek yine de ona teşekkür etti. Kız ona: "Huzurunu, aklını bana ver!" dedi. Erkek yalnız bir şeye, kızın kendi hayatını istememiş olmasına yerindi." "Teğmen Thomas Glahn'ın Notlarından" alt başlığını taşıyan Pan (1894) hem güçlü bir
    Tükendi
    Nazan Bekiroğlundan Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-İstanbul hattında geçen muhteşem bir roman. Balkan Savaşı döneminde başlayıp I. Dünya Savaşına uzanan bir öykü Trabzondan ve Tebrizden doğup birbirlerine doğru yol alan iki hayat; önce deli akan sonra durgunlaşan iki ırmak Aslında çok ırmak Tebrizin en büyük, en asil halı tüccarının deli fişek oğlu Settarhan ve Trabzonlu inci tanesi Zehra Ateşin bakışlı ateşin duruşlu; ırmağını kendi bildiğince alev ateş akıtmayı seçen bir genç kız Azam. Adı ne aşk ne de dostl
    Tükendi
    1932... Anadolu'da bir kasaba... Ezanın Türkçe okunma kararının alındığı yılda başlıyor Kerime'nin hazin hikâyesi. Kerime sessiz ve korkak... Ağabey Mehmet... Yüreğini kavuran gizli günahlarının bedelini ödeyemeyeceği gerçeğinin altında eziliyor günbegün... Ailenin küçük kızı Nezihe... Umutsuz bir aşkın peşinde felaketine sürüklenip gencecik hayatını bir adam uğruna karartıyor... Ve çevresine müşfik, ailesine hayatı zindan eden Kerime'nin babası Kâtip Efendi... Tek arzusu; mutlu olmak, gerçek aşkın
    Tükendi
    Her şey bir depremle başladı. Şiddetli bir yer sarsıntısının sebep olduğu bir felaket... Ve felaketten pay alanlarla çıkar sağlayanlar. İyi ile kötünün bitmeyen kavgasına ayna tutan bu romanda bize ait izler bulurken, bazı şeyleri yeniden keşfetmenin de tadını yaşayacaksınız.
    Tükendi
    Bir değil bir destandır Anadolu... Destanlara kahramanlar yetiştirmiştir, binlerce. İşte FİGAN, o destandan bir damlacık Ermenilerin ihaneti ve masum insanı... Yakın tarihe bir ipucu... En çok okunan yazar ünvanın kazanan AHMET GÜNBAY YILDIZ bu romanında Ermeni mezalimi karşısında Anadolu insanının figanını yazdı. Sizden öncekiler bu eseri defalarca okudular. Siz de okuyun, seveceksiniz.
    Tükendi
    Almanya'ya göç eden bir ailenin kızı...Hanne. Aile içi şiddeti, cinayeti, intiharı, evlatlık olmayı, kültür çatışmasını, aşkı, varoluş sancısını yaşamış ve sonuçta infilak noktasına gelmiş bir hayatın sahibi. Madden güçlü fakat manevi olarak zayıf hayatında gerçek kimliğini arayan bir kadın. Yaşadığını hissetmek ve lanetli geçmişinden kurtulmak için yine geçmişinden bir umut arıyor... İnsan asla geçmişini unutmaz. Ne kadar görmezden gelse de inkâr da etse geçmişi sarıp sarmalar. İnsan hayatına anlam arar.
    Tükendi
    Tamam, estetize ediyorum, idealleştiriyorum biliyorum. Düpedüz yazıyorum. Romantik olduğum da bir yafta gibi boynuma asılı. Ama ben gördüğümü söylüyorum. Neticede şu yazdıklarımda ben hem mecazlı hem de gerçekçiyim. Yani düpedüz kinayeliyim. Eğer öyle değilse ya ben hayal görmüşümdür ya bana hülya anlatmışlardı. Nazan Bekiroğlundan yıllarca okunacak bir deneme kitabı Mimoza Sürgünü. Bir mimoza ağacının altında insanın içine ve dışına doğru bir yolculuk bu. Kördüğümleri çözmekte üstüne olmayan ama b
    Tükendi
    Kör Baykuş, uyku ve uyanıklık halinde geçen iki bölümden oluşmaktadır. Ancak rüyanın gerçekten ayırt edilmesi ne kadar zorsa, gerçek de gerçek olamayacak kadar ilginçtir. Ölümün peşinden ayrılmayan, epey ince fikirli bir yazardır Sâdık Hidayet; yirminci yüzyıl İran edebiyatına yön veren isimdir. Kör Baykuş'ta kurguladığı anlatıcı, hayalle gerçek arasında, dünle bugün arasında gidip gelir; hayat ve gerçekler karşısında yenik düşen insanın hikâyesini bugüne nakleder. Birinci şahsın ağzından anlatılan hikâye,
    Tükendi
    Gönül Yarası yazarın değişik bir romanı, çilelerin yoğurup pişirdiği insanlarımızın eşyaya rahmet dolu bakışları... Ve bu bakışla yetişen nesillerin ümit yüklü mesajları... Zevkle okuyacağınız bir eser, gönül yarasının bir nesil sonrasında müjdeye dönüşmesinin destansı hikayesidir.-
    Tükendi
    Güneş kırmızı bir tepsi gibi ufkun üzerinde dururken, bulutlar renkli bir aleme bürünmüş; çöl susuzluğun remzi, kum tepelerinin her biri uyuyan bir dev... Gökler ve çöller alabildiğine uzanırken bir adam yolları adımlıyordu, bu Musa´ydı. Anladı ki bu ayaklar, bu vücudu çekmeyecek... Ekmek torbasını yastık yaptı, kumların üzerine uzandı, bulutlar gitmiş, yıldızlar parlıyordu. "Gökleri silip süpüren kim?" Yıldızlar kayıyordu, birilerini taşlarcasına... Uyudu, uyandı, yine yıldızlar, yine çöl... "Ölmediği
    Tükendi
    Sular Durulursa, Ahmed Günbay Yıldız`ın 13. romanıdır. Yazarın ilk romanı olan yanık buğdaylar, 1975 yılında yayınlanmıştı. O günden bu yana geçen 19 sene içinde Ahmed Günbay ismi okuyucuları arasında adeta bir efsane oldu. 15 kitabın 19 sene içinde toplam 160 baskı yapmasının sebebi, okuyucunun büyük ilgi ve teveccühüdür. Ülkemizde böyle sevilen romancı sayısı fazla değildir. `` Sular durulursa`` ile yazar, okuyucularının karşısına yepyeni bir konu ile çıkarken, heyecan fırtınasını da beraberinde getirmekt
    Tükendi
    Sarı mendilde hazan, mavi oyada umut... Aşk gönül savaşıdır, vuslat diyorsan kazan... Kendini ne kadar tanıyorsun? Sonu belli olan bu hayat yolculuğunda, kendini tanıyamamışsa, başka neyi tanıdığını iddia edebilir ki insan? *** Tarık Akarsu, küçük yaşta annesini kaybetmiş, yanlarında yetiştiği ve aile olarak gördüğü arkadaşlarıyla bir dünya kurmuştur kendine: Aysima, Maya, Füruzan, Âsım... Küçük yaşta yüreğine ektiği Aysima, büyüdükçe bir sevda filizi verir gönlünde. Sevdasını yıllar boyu içinde büyütür de
    Tükendi
    Ahmed Günbay Yıldız, yaşadığımız çağın bir başka netameli konusunu işliyor bu romanında. Kahramanımız Esra, modernizmin yıpratıcılığına karşı direnen ve kendisini kimsesiz, sokak çocuklarına adamış birisi. Modernizmin çelişkili dünyasında, evlerde beslenen hayvanlara karşı, sokaklarda bile yer bulamayan insanlar! Kendini bu, "ülkenin açmayan çiçekleri"ne adayan Esra, aynı zamanda sıkıntılarıyla, sevinçleriyle ve sürprizlerle dolu hayatıyla bir okuma seyri yaşatıyor bize... Esra aradığını bulabilecek mi? Fi
    Tükendi
    İbrahim bin Cevri el Hamevi el Gassani, Kanonikler adına çalışırken Halid bin Velid'in canına kastedecek kadar gözünü karartan bir Hristiyan Gassani fedaisidir. Yolu sahabe-i kiramın önemli isimlerinden Amr bin As ile kesişince İslam'a tanışır ve o günden sonra genç ve yetenekli bir savaşçı olarak kendini adeta İslam ordularını komutanı, Peygamber Efendimizin Seyfullah unvanını verdiği Halid bin Velid'in hizmetine adar ve macera başlar. Artık komutanların şahı Halid nerede vazife alsa İbrahim de onun yanı
    Tükendi
    Sadece stokta olanlar : 
    Toplam 304 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2