Menu 0
    Anasayfa Arama sonuçları
    Sonucu Daralt
    Sadece stokta olanlar : 
    Toplam 82 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
    Nurullah Genç'in hayata armağan ettiği kelimeler, şiirin en güzel duraklarına götürüyor okuru yeniden. Kartallar uçar mı bir harâbeden Köprülerden benim yârim geçer mi Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem Taşırsın yeryüzüne ebedî tohumları Ben ise kuruyacak bir suyun mahkûmuyum Avuçlayıp öpüyorum kumları Bir karadelikten bakarken hayat Meydan okuyanlar kim bu seraba Söyle bana hindiba
    Tükendi
    Nurullah Genç'in hayata armağan ettiği kelimeler, şiirin en güzel duraklarına götürüyor okuru yeniden. Yıllardır hükmediyor devlerin dünyasına Bu kadar mı yanıldım diyorsan, kalbine gir Bak nasıl da dokunmuş harflerin simyasına Onun dudaklarında gevherân oldu şiir
    Tükendi
    "Gözlerime bakarak verdiğin sevinci Farkında değiller hâlâ, bitti sanıyorlar. Romanları ve oyunculuğu ile Türkiye'de ve dünyada büyük ilgiyle takip edilen Bahadır Yenişehirlioğlu ilk şiir albümünde hayata, inanca ve aşka dair duygu dolu şiirleriyle çıkıyor sevenlerinin karşısına... Albümde bulunan 12 Şiir, Bahadır Yenişehirlioğlu'nun Timaş Yayınlarından aynı isim ile çıkan "Sonra Giydirir Aşk Esvabını" isimli şiir kitabından alınmıştır. Albümdeki Şiirler: 1- Sultanahmet 2- Aşk Dedin 3- Bilir misin? 4- Toz M
    Tükendi
    "Gözlerime bakarak verdiğin sevinci Ne de toz mavi kurdeleni Kaybedemem asla. Farkında değiller hâlâ, bitti sanıyorlar. Acı esas şimdi başlıyor." Romanları ve oyunculuğu ile Türkiye'de ve dünyada büyük ilgiyle takip edilen Bahadır Yenişehirlioğlu özel baskılı ilk şiir kitabında hayata, inanca ve aşka dair duygu dolu şiirleriyle çıkıyor okurlarının karşısına... Görsel ve işitsel bir şölen olarak tasarlanan Sonra Giydirir Aşk Esvabını'da 50'yi aşkın şiir yer alıyor. Kitaptaki şiirlerden bazıları her biri için
    Tükendi
    Nurullah Genç, Çiçekler Üşümesin ile şairin uzun yolculuğunun ilk duraklarına götürüyor okurunu yeniden. Şiirine yön veren izlekleri okurlarıyla buluşturuyor bu eserle. Gönlümün maviliği gitmesin gökyüzünden Kuşların gülücüğü eksilmesin yüzünden Kar yağsa da bu ıssız vadiye, gün bitmesin Yapraklar üşüse de, çiçekler üşümesin
    Tükendi
    Usta şair Nurullah Genç'in kalemiyle hayata armağan ettiği kelimeler, Nuyageva'da yıllar sonra yeniden nefes buluyor. O nasıl maceraydı, o nasıl "düş"tü Çevresine ihtilâl kuzgunları üşüştü Ay görünce düzenli ışıyan gözlerini Hıçkırıklı bir mendil gökten kıyıya düştü Öyle maktul bir esaret boşaldı ki doğudan Köleler ata bindi; sultanlar yaya düştü Nuyageva bir gümüştü, tılsımlı bir gülüştü
    Tükendi
    Sanki eksiktim yarımdım... İki arada bir derede... Arafta... Oysa içimde devcileyin ırmaklar çağıldıyordu. Gün ışıklarını hain bir sevgili gibi çekiverince yeryüzünden, yüreğimin sol köşesindeki cevher ağrıyordu, biteviye ağlıyordu. Gün aldatıyordu ama karanlık rahat komuyordu adamı. Dertler bulut bulut üzerime yağıyordu. Bir başıma; zaman ve mekanın, yeryüzünü parselleyen tüm kirli sınırların ortadan kalktığı dehlizlere savruluyordum. Her köşe başında tanıdık tanımadık yüzler simalar... Öncüler, arkadakile
    Tükendi
    Erdemli bir hayat yaşadı, hayatı eserleri kadar güzeldi. Rehberi Kur'an idi, Peygamberimize (sav) hayrandı. İmanlı, ahlaklı, mesleğini çok iyi yapan, doğruluktan ayrılmayan, haksızlığa karşı çıkan, vatanını ve milletini yüceltmek için gayret eden, Müslümanların birlik ve beraberliği için çalışan bir gençlik yetiştirmek için ömrünü harcadı. Bu eseri Asım'ın Nesli'nin el kitabı olsun diye yazdık. Erdemli gençliğin başucu eseri, mutlaka okunmalı.
    Tükendi
    Anadolu Kuvvetlidir Türk'ün kolu, Doğruluktan her bir yolu, Baştan başa Türk'le dolu, Anadolu, Anadolu Türk çocuğu küçük yaştan, Ekmeğini söker taştan Kurtulmuştur yeni baştan Anadolu, Anadolu Çalışanın vardır tadı Tembelliğe alışmadı Türk cennetinin bir adı Anadolu, Anadolu
    Tükendi
    Nurullah Genç, Yağmurla Gelen Adam... Ona bu sıfatı kazandıran 1990 yılında yazdığı ve birincilik ödülü aldığı Yağmur isimli şiirdi. YAĞMUR Nurullah Gençe 1990 Türkiye Diyanet Vakfı Nat-ı Şerif Büyük Ödülünü kazandıran Yağmur şiiriyle birlikte şairin diğer seçme şiirlerinin yer aldığı bir eserdir. Yağmur Sensiz, ufuklarıma yalancı bir tan düştü Sensiz, kıtalar boyu uzayan vatan düştü Bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü
    Tükendi
    Safahât, Türk düşünce tarihinin en önemli simalarından, İstiklâl Marşı şairimiz Mehmed Âkif Ersoy'un 1911-1933 yılları arasında yayımladığı yedi şiir kitabını bir araya getiren manzum eseridir. Yedi cildin birinci kitabı "Safahât", bütün külliyata ismini vermiştir. İkinci kitap olarak 1912'de yayımlanan "Süleymâniye Kürsüsünde" Âkif'in yakın dostu Abdürreşid İbrahim'in konuşturulduğu ve İttihâd-ı İslâm idealinin şekillendiği kitaptır. Üçüncü kitap "Hakk'ın Sesleri" Balkan Savaşı'nın acılarıyla yazılmıştır.
    Tükendi
    Toplar, dönüşler, açılar, üçgenler, disiplin, zekâ, sabır, istikrar, istikamet, duruş, tutuş, konsantrasyon ve vuruş... Nurullah Genç, sanatın disiplinlerarası geçişkenliğinden ilhamla şiiri sporla buluşturuyor, bilardoyu yaşamın tam kalbine yerleştiriyorBilardo Telmihleri‘nde... Çık çıkabilirsen kanın içinden Domino ve orkide savaşları Krizantem acı kokar her akşam Mimoza katran Benim müziğimin nağmeleriyle Hangi arya çalar sokaklarımda Kölenin kalbi yok öyle mi, zalim Kökü bu yüzden mi kurudu Af
    Tükendi
    Takdim"Asara sorarsan beni söyler sana kimdi..." mıs­rasıyla başlar Mithat Cemal Kuntay, "Kimdim?" şi­irine... Bir medeniyetin çöküşüne, koca bir cihan dev­letinin yıkılışına şahit olmanın verdiği acıyı, bir ağıt yakıcılığında terennüm eder...Giydiği daracık elbiselere vücudunu hapsetmiş, yaşadığı sanal dünya kafesinde aklını ve gönlünü mahkum etmiş günümüz neslini görse acaba "Kim­dim?" şiirini nasıl yazardı?İnternet sayfalarında sörf yapmayı maharet ad­deden gence "Bir başka denizdim, kürenin rub'u (1/4'ü
    Tükendi
    Uçurumun kenarındayım Hızır Ulu dilber kalesinin burcunda Muhteşem belaya nazır Topuklarım boşluğun avucunda Derin yar adım çağırır Dikildim parmaklarımın ucunda Bir gamzelik rüzgâr yetecek Ha itti beni, ha itecek Uçurum kenarındayım Hızır Civan hazır Divan hazır Ferman hazır Kurban hazır Ömer Lütfi Meteden leylaya, Mevlaya ve dünyaya dair şiirler
    Tükendi
    Işığın ve ıssızlığın çölünde yürüdüm Sözlerim bir asra ait Yere göre hükümsüz sayılırım Göğe göre mavi suya yazılmış bir harfim Yolum bir kapının açılıp Bir kapının kapandığı Kadar uzun ve Meçhul.
    Tükendi
    Bu sancak rengini kandan almıştır, Hiç kimsenin kan dökmeye hakkı yok!.. Bu topraklar ceddimizden kalmıştır, Hiç kimsenin taş sökmeye hakkı yok!.. Erdik yine Çanakkale meşkine, Gurbet elde kalan, dönmüş şaşkına, Ümmet sevdasına, Allah aşkına, Hiç kimsenin set çekmeye hakkı yok!.. Osmanlı mirâsa köprü kurulsun, Bütün kalleşlerden hesap sorulsun, Fitne-fesat çıkaranlar kahrolsun, Hiç kimsenin fit sokmaya hakkı yok!.. Var çok şükür Hak'ça açık kucaklar, Bizden izler taşır köşe-bucaklar, Ağlayan a
    Tükendi
    En karanlık yerde, en sessiz ve ıssız caddede, Kimsesiz kaldım dedirmez, sohbet eyler besmele. Zorluğundan işlerin harmanda kalsan tık nefes, İste yardım; hiç yorulmaz, gayret eyler besmele. Çekme gam, biganeden, boş ver şikayet etmeyi, En çorak vicdanı ey dil, cennet eyler besmele.
    Tükendi
    İnsanlığa rahmet yüce bir can diye geldim, Sevdâya susuz gönlüme cânan diye geldim. Geldim Sana ey Fahr-i Cihân sonsuz ümitle, Ravzan bu kulun affına imkân diye geldim. Âmentü, yolun Hak yoludur yollar içinde, Ümmet olabilmek yüce unvan diye geldim. Bambaşka yaratmış güzel endâmını Rabbim, Âlemdeki her can Sana hayran diye geldim. Aşkın, şu garip gönlümü sarmış yakıyorken, Hicrân, dayanılmaz, acı hüsrân diye geldim. Pervâne kesilmiş Sana âşık nice canlar, Âciz bedenim uğruna kurban diye geldim.
    Tükendi
    Kâinât ufkuna şîrâze bu nâdîde eser, Hür minâreyle ezân olmasa gök kubbe çöker! Hendesemden görünür burda gönül önceliği, Sır bu, hâlâ akıl almaz bu kadar inceliği... Ölmeyen öz sanatın mührü Süleymâniye'dir, Mührü, cennet vatanın kalbine imzâ diyedir... * * * İftihâr et düne baktıkça, fakat şimdiyi gör, Yine târih yazacak bir hünerin var mı gönül? Onca baş tâcı eser, ceddini yâd ettiriyor, Seni yâd ettirecek bir eserin var mı gönül?
    Tükendi
    Doğuşundan vefatına kadar mîrac gibi kendisine mahsus bir vuslat ânı da dâhil olmak üzere bir ömür; «Ümmetî, ümmetî!» diye üzerimize titreyen bize sevdalı bir Peygamber'e; «Lebbeyk yâ Rasûlâllah!» diye koşmamak mümkün mü? Bizzat ilâhî beyanla; Size kendi içinizden öyle bir Peygamber geldi ki, sizin hüsranınıza üzülüyor, saadetinizi cidden istiyor; mü'minler için yüreği rikkatle ve merhametle çarpıyor!.. (et­Tevbe, 128) denilen O şefkatli Peygamber'e; «Anam, babam sana fedâ olsun yâ Rasûlâllah!» diyerek kur
    Tükendi
    Sadece stokta olanlar : 
    Toplam 82 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2