Menu 0
    Anasayfa Arama sonuçları
    Sonucu Daralt
    Sadece stokta olanlar : 
    Toplam 3 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
    Nasıl herkese duyurur da sesimi derim: Bu anlattığınız ben değilim. Ben bu anlattığınız değilim. Yusufu ben nasıl yerim? Ben Yusufu nasıl yerim? Sözünün bu kısmına gelince kurt, nemli gözlerinden boncuk gibi yaşlar dökülmeye başladı. Gri tüylerle kaplı göğsü, ön ayakları ıslandı. Bir ah çekti derinden derine. Islak burnu daha ıslandı. Ve devam etti: Ben şimdi adımı nasıl temize çıkarayım. Alnıma sürülen bu kapkara lekeyi neyle, nasıl yıkayayım? Öyle bir leke ki değil bana, yeter kıyametin kopacağı gü
    Tükendi
    "Hayır hayır, olamaz! Gerçekten daha gerçekti gördüğü. Güneş gibi apaşikar, aya gibi pırıl pırıl pırıldı... Eşiğine fırlattı bedenini, `Ey yazgımın gülü! Ey alnımın ak yazısı!` diye bağırdı, `Söyle bana hangi bağın gülüsün sen?` Peri dile gelerek, seslerin en güzeliyle, `Ey yüreğimin sancısı!` dedi, `Keşiş dağının gülü, İriskin bağının sümbülüyüm ben. Sen be söyle bana, hangi rüziğar arttı seni buralara?` Şehzade, anka kuşunun kanatlarına binmişti sanki; `Ey nergis bakışlım! Ey hilal nakışlım! Gönlüm
    Tükendi
    "Arzu. uzun kirpikli sürmeli gözlerini. ormanın yeşilinden alıp ayak uçlarına düşürdüğünde yanaklarının alev alev yandığını hissetti. İçinde. kafesten uçan kuş şaşkınlığı vardı. Ya da henüz tomurcuğa duran bir gülün kaş ile göz arasında koparılış ürpertisi... Yaprağa düşen ilk çiydi bu. Yüreğindeki kıpırtıları duyar gibi oldu. Bütün yıldızları gözlerine taşıdı. Gönlünde binlerce çiçeğin bahara uyanışını farketti. Gökyüzünün başka rengi de varmış. bildi. Vakitsiz gül açar mı? Kendini yokladı; Hayır. bu is
    Tükendi
    Sadece stokta olanlar : 
    Toplam 3 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1