Menu 0
    Anasayfa Arama sonuçları
    Sonucu Daralt
    Sadece stokta olanlar : 
    Toplam 613 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
    “Eğer dünya mülkü padişahı, o ruhani manaların sıfatları ile vasıflanmaz, Allah ahlakı ile ahlaklanmada, Allah’ın gölgeliğine layık olmazsa; ona verilen sultanlık ismi, mecaz ve istiare yoluyla satranç oyununda bir taş olan şah kabilindendir.” İdrîs-i Bitlîsî Sultan II. Beyazıt, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde Osmanlı Devleti’nin hizmetinde görev yapan kıymetli bir âlim ve devlet adamı olan İdrîs-i Bitlîsî, Farsça, Arapça, Türkçe olmak üzere tarih, tasavvuf, felsefe, siyaset, ahl
    Tükendi
    Kızılbaşlığın doğuşu ve Safevî Devleti’nin kuruluşu Safevî şeyhlerinin dinî-siyasî etkisinde kalan Osmanlı, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Memlûk, Dulkadirli, Karamanlı ve Ramazanlıların hâkimiyeti altındaki Anadolu, İran, Azerbaycan ve Suriye gibi geniş bir coğrafyaya dağılan konar-göçerlerden koparak şeyhlerin etrafında birleşen oymakların eseridir. İsyanlar, isyan girişimleri ve Kızılbaşların İran şahlarıyla ilişkilerini devam ettirmeleri Osmanlı Devleti’ndeki güvenlik kaygılarını had safhaya taşımıştır. Bu yüz
    Tükendi
    “İnkılâplar, siyasi partiler, darbeler, suikastlar, isyanlarla imparatorluğun çöküş serüvenini ihtiva eden II. Meşrutiyet Dönemi, Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya’nın yaklaşımıyla Türkiye Cumhuriyeti için paha biçilmez siyasi laboratuvar tecrübesi olmuştur.” Savaş, Siyaset, Cinayet: İttihat ve Terakki Üzerine Yazılar, Nevzat Artuç ve Abdurrahman Uzunaslan’ın yaklaşık 25 yıllık meşakkatli çalışmalarının bir meyvesidir. Söz konusu değerli iki bilim insanı gerek yurt içi gerek yurt dışı arşivlerinden istifade eder
    Tükendi
    İbn-i Haldûn, günümüzden yaklaşık 670 yıl önce kaleme aldığı Mukaddime adlı eserinde “Sosyoloji, Tarih Felsefesi, Antropoloji, Ekonomi” gibi toplumsal bilimlerle ilgili yepyeni fikirler ortaya koymuş ve haklı olarak “sosyolojinin kurucusu” olarak kabul edilmiştir. İbn-i Haldûn’un, çağının sınırlarını aşan bu fikirleri yüzyıllar boyunca tam olarak anlaşılamamış ve hak ettiği karşılığı da bulamamıştır. Cemil Meriç bu durumu “Ortaçağın karanlık gecesinin, ne öncüsü ne de devamcısı olmayan, muhteşem ve münze
    Tükendi
    Osmanlı Devleti ile neredeyse yaşıt bir aile olan Sarıca Ailesi, soyunu günümüze kadar devam ettiren köklü bir Türk ailesidir. Ailenin ilk mensupları (Sarimüddin Sarıca Paşa, Umur Bey, Ali Bey ve Mehmed Çelebi) devletin kuruluş dönemi ve imparatorluğa dönüşüm sürecinde önemli hizmetlerde bulunmuşlardır. Bu başarılı hizmetlerini takdir eden devrin padişahları aileye çok sayıda mülk temlik etmişlerdir. Aile; devletin bağışladığı bu mülklerin neredeyse tamamına yakınını vakfederek, asırlar boyu sürecek şekilde
    Tükendi
    Bu çalışma, ne nesnellikten koparak duygusal ya da milliyetçi bir refleksle olayları mecrasından farklı bir yere taşımayı ne de akıntıya kendini kaptırarak Türk devlet geleneğine saldırmayı bir marifet sayar. 6-7 Eylül Olayları'nın gerçekleştiği dönemde Trabzon Milletvekili Mahmut Goloğlu’nun özel arşivinden kuvvetle beslenen elinizdeki çalışma, mevcut literatürde kullanılmayan arşiv belgelerini ve gazete koleksiyonlarını zengin bir kaynakçayla sentezleyerek yeni bir bakış açısı kazandırmayı hedefliyor. Bun
    Tükendi
    Ayasofya; ilk günkü gibi renkli ve İstanbullu, hem herkese ait hem hiç kimsenin… 1500 yıllık mabet; mozaiklerden mihraba, Bizans İmparatoru Ioustinianos’tan Fatih Sultan Mehmed’e, hünkâr mahfilinden Hz. İsa’ya Yakarış/Şefaat sahnesine, Venedikli Henricus Dandolo’dan Osmanlı'nın hattatlarına ve I. Mahmud Kütüphanesi’ne, beş Padişahın türbelerine değin birçok ismin, hayatın ve olayın hâlâ değişmeyen dekoru. Bu eski zaman ülkesi için şüphesiz çok şey söylendi, yazıldı, çizildi. Şimdi ise Dr. Sedat Bornovalı İs
    Tükendi
    Millet Kütüphanesinin kurucusu Ali Emîrî Efendinin izinde bir kültür adamı olan Mehmet Serhan Tayşi, Millet Kütüphanesindeki memurluktan müdürlüğe uzanan serüvenine, ailesi ve çocukluğunu, Atatürkün muhafızlığını yapan polis babası Ahmet Râsihin hatıralarını ekliyor. II. Dünya Savaşı Adanasından, İzmir Bayındırın Melamî ve Nakşî iklimine, oradan da İstanbulun ilim ve kültür hayatına, Türkiyenin geçen yüzyılında kültür muhitlerinin gündemlerini, önemli şahsiyetlerinin çalışmalarını gözler önüne seriyor.
    Tükendi
    "Otuz üç sene millet ve devletim için, memleketimin selâmeti için çalıştım. Elimden geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah ve beni muhakeme edecek de Resûlullah'tır." "Günün birinde umumî bir harbin çıkacağına hiç şüphe yoktu. Fakat bizim bu işe atılmamız büyük bir cehalet ve tedbirsizlikti. Selâmetimiz tarafsız kalmaktaydı." Sultan Abdülhamid Meşrutiyet'le başlayan, 31 Mart ile devam eden ve tahttan azille son bulan çalkantılı bir devrin padişahı: Sultan II. Abdülhamid. İstanbul'da Yıldız Saray
    Tükendi
    Kitapları, televizyon programları ve gezileriyle binlerce insanı keyifli tarih yolculuklarına çıkaran Talha Uğurluel Kudüs Serisi’nin ikinci kitabıyla karşınızda! Bu kitapla okurlarına şehrin surlarından bir kapı açan yazar, gezerek öğrenmeyi sevenlere yepyeni bir görsel şölen sunuyor. Sayfalara sığmayan, anlatmakla bitmeyen, medeniyetlere beşiklik eden Kudüs’ün surlarla çevrili bölümü olan Eski Şehir çok katmanlı yapısıyla, mukaddes emanetleriyle ve kökü Antik Çağ’a kadar dayanan kalıntılarıyla bu eserde b
    Tükendi
    Yaptığı özgün çalışmalarla Türk ve dünya tarih literatürüne önemli katkılarda bulunmuş çok değerli bir isim olan Prof. Dr. Ali Akyıldız bu kitabında hayatı ve ölümü hâlâ tartışılan Sultan Abdülaziz’in oğlu Yusuf İzzeddin’i ve dönemini anlatıyor. · Yusuf İzzeddin’in doğumu ve varlığı uzun süre neden gizlendi? · Yusuf İzzeddin’in “olağanüstü” askerî kariyerinin ve 15 yaşında mareşalliğe yükselişinin sırrı neydi? · Sultan Abdülaziz’in 1867’de yeğenleri ve 10 yaşındaki oğlu Yusuf İzzeddi
    Tükendi
    Kanunî, rüyasında Efendimiz'i(s.a.v) görmüş ve kendisine şöyle buyrulmuş: "Belgrad, Rodos ve Bağdat kalelerini fethedesin sonra da benim şehrimi imar edesin!" Bu emir üzerine, Kanunî hemen Haremeyn'i imar ve iskân projelerine başlar. Hatta vasiyetinde şahsî servetinden hacılar için su getirecek bir vakıf kurulmasını ister. Kızı Mihrimah Sultan da babasının bu vasiyetini yerine getirir ve Arafat'taki Ayn-ı Zübeyde Suyu'nu Mekke'ye ulaştırır. Dünya önünde eğilirken, Kanunî, Peygamber'ine şöyle yalvarır:
    Tükendi
    Sultan 2 Abdülhamid Han! Herkes onu, kendi siyasi tercihine göre yorumlamış, Ulu Hakanla, Kızıl Sultan arasına sıkıştırılıp, kavga odağına dönüştürülmüştür. Resmî Tarihin (ki ders kitaplarında somutlaşır) yıllar boyu Kızıl Sultan dediği Abdülhamid Han, alternatif tarihte Ulu Hakana dönüşmüştür; Resmî Tarih'in vatan haini ilan ettiği Sultan Vahdettin ise, büyük vatansever olarak selamlanmıştır. Tarihe günlük siyaset karıştırmanın, tarihi, güncel ya da ideolojik çatışmaların kaynağına dönüştürmenin sayıl
    Tükendi
    Artık kendi geçmişimizle barışmamız, tarihimize ilim, insaf ve vicdan ölçüsünde yaklaşmamız, geçmişi kötüleyerek günü kurtarma hatasından kurtulmamız lazım. Çünkü bu temel bir hatadır. Ve bu temel hata, ister istemez bizi başka hatalara sürüklemektedir. Unutmayalım ki hatalı temeller üstünde abide inşa edemezsiniz. Etseniz etseniz, gecekondu inşa edersiniz ki, o da ilk depremde yerle bir olur. Sanıyorum, hala dirilemeyişimizde, tarihe hatalı bakışımızın büyük rolü var.
    Tükendi
    Paris şehri İstanbul büyüklüğündedir ve etrafı bir müddet önce yeniden inşa olunmuş çok sağlam bir kale ile çevrilidir. Kalenin dışında bulvar dedikleri gayet büyük ormanların aralarından geçen intizamlı dizilmiş ağaçlı uzun yollar vardır. Şehrin binaları yedi sekiz katlı oldukça büyüktür ve sık ve bitişik nizamdır. Eğer böyle yüksek olmayıp da diğer yerlerdeki gibi daha mutedil şekilde yapılmış olsalardı şehrin büyüklüğü bir kat daha geniş olurdu.
    Tükendi
    İnsanlığın Medeniyet Destanı, Batı hegemonyasını reddeden gerçek bir dünya medeniyetleri tarihidir. Bu kitap, tarihin kaçırılmış fırsatlarını ve insanın kaybedilmiş boyutlarını bizimle birlikte aramaya katılmak isteyen kimselere sesleniyor. Bu kitabın yönü geçmişe değil, geleceğe dönüktür. Kültür imtiyazına sahip olmayanlara, ona erişme arzusu verecektir. Bu imtiyaza sahip olup da, "klasik önyargı"nın kendisini Batı ile sınırladığı kimselerde ise büyük ihtimalle öfke doğuracak ama yine de kendilerinde bir a
    Tükendi
    Unutmak, unutulana verilecek en büyük cezadır. Cezasını yüzyıllar önce çekmiş, tarihin karanlık ve kasvetli dehlizlerinden kopup gelen bir Evvel Zaman Koleksiyoncusu... Osmanlı İmparatorluğu’nun en görkemli dönemine tanıklık eden; Topkapı Sarayı, Türk ve İslam Eserleri Müzesi ve İstanbul’un belirli noktalarına bırakılmış şifreli kanıtlar... Yedi iklim üç kıtanın Padişahı Kanuni Sultan Süleyman Han ile Osmanlı İmparatorluğu’nun en kudretli sadrazamını karşı karşıya getiren gerilim ve a
    Tükendi
    "Dünya tarihi neden Osmanlı tarihi olmadan eksik kalır?" Osmanlı dönemini farklı bir açıdan ele alarak Türklerin dünya tarihinde oynadığı önemli rolü belirtmek ve bilhassa modern Avrupa'nın doğuşunu hazırladığını vurgulamak... Geri kaldığı düşünülen Osmanlı'nın ötesinde, köklü bir varlığı olan ve dünya çapında etkilerini Avrupa ve Ortadoğu'da sürdüren bir başka Osmanlı'nın bulunduğunu anlatmak... Osmanlı Devleti'nin tarihini ve idare sistemini inceleyip anlamak ve elde edilen tecrübe ve bilgiler
    Tükendi
    Dr. Funda Songur’un Osmanlı Bahriyesinde Lojistik adını verdiği bu eser, 1867 ilâ 1914 yılları arasına odaklanarak Osmanlı Bahriyesinin lojistik imkân ve kabiliyetlerini ortaya çıkarmak ve Osmanlı Devleti’nin hüküm sürdüğü coğrafi sınırlar kapsamında donanma üslerinin modernleşme yeterliliğini incelemek üzere “modern donanmalar çağının başlangıcında Osmanlı Devleti’nde bahriye lojistiği nasıl yönetiliyordu?” sorusuna cevap aramaktadır. Kitap ayrıca Osmanlı Bahriyesinin lojistik anlayışını ortaya çıkarmak ve
    Tükendi
    Osmanlı tarihinin en hızlı değişim ve dönüşüm sürecinin yaşandığı II. Meşrutiyet döneminin ilk altı yılında (1908-1914) çok kültürlü bir yapıya sahip, önemli bir ticaret kenti olan Trabzon’da yaşanan siyasi, ekonomik, kültürel ve toplumsal olaylar aslında Osmanlı taşrasının bir aynası hükmündedir. Dr. Selim Ahmetoğlu’nun Devrim Günlerinde Trabzon adını verdiği bu çalışmasında, Osmanlı İmparatorluğu’nun İttihat ve Terakki Cemiyeti liderliğinde yaşadığı büyük değişim sürecinde Kafkasya’ya, Rusya’ya ve İran’a
    Tükendi
    Sadece stokta olanlar : 
    Toplam 613 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3