Menu 0
    Anasayfa Arama sonuçları
    Sonucu Daralt
    Sadece stokta olanlar : 
    Toplam 27 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
    Selâhaddin Eyyûbî, yaptığı mücadele ve elde ettiği zaferler açısından İslâm tarihinin en önemli hükümdarlarından biridir. Nureddin Mahmud’a bağlı olarak Mısır’ın ele geçirilmesinde hizmet eden Selâhaddin, burada onun naibi olarak görevine devam etmiştir. Nureddin Mahmud’un vefatından sonra oluşan parçalanmaya son vererek Müslümanlar arasında birliği sağlamıştır. Tunus’tan Hemedan’a, Yemen’den Malatya ve Malazgirt’e kadar uzanan Eyyûbîler devletini kurmuştur. Haçlılar’ı işgal ettikleri İslâm topraklarından ö
    Tükendi
    İslâm felsefesini değerlendirirken onu, İslâmî nasslardan uzak düşünmek mümkün değildir. Çünkü o, bir yanı ile bütün felsefeyi, diğer yanı ile İslâm Dini'ne bağlı bütün aklî ve manevî verileri içine alır. İslâm felsefesi, diğer felsefe cereyanları gibi iyi, güzel, doğru ve hakikat ile meşgul olmuş, Allah ile âlem arasındaki münasebeti izaha çalışmıştır. İslâm'da felsefeyi ve filozoftan Yunan ve Helenistik felsefe mirası ile sanırlandırmak herhalde onu anlamamak demektir.
    Tükendi
    Yaşayan dünya dinlerini konu alan bu çalışma, mevcut dinleri taraftarlarının yaşamlarında yansımasını bulduğu şekliyle okuyucuya tanıtmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle bu kitapta dinlerin nihai kökeni ve dinlerdeki hakikat sorunu ele alınmamakta ve Tanrının, Mutlak Varlığın, meleklerin, peygamberlerin ve onların mesajlarının gerçekte olup olmadığı hususu tartışma konusu yapılmamaktadır. Bu çalışma, inceleme konusu yaptığı dinleri içeriden bir bakış açısından hareketle tarih, inanç ve uygulama/ibadet olarak ü
    Tükendi
    Tasavvuf edebiyatı ve tasavvuf araştırmaları dendiği vakit akıllara genellikle tabakatlar ve tezkireler gelir. Kadim kültürümüzün mihenk taşlarından olan bu gibi birincil eserlerin yanında ise günümüzde tasavvuf araştırmacıları tarafından belli başlı konular ve isimler hakkında yazılmış incelemeler mevcuttur. Bu incelemelerin ortak noktası ise ekseriyetle, bir ismin belirli bir özelliğine ya da belirli bir kavram üzerine eğilmeleridir. İşte bu noktada Cengiz Gündoğdu'nun Hacı Bektâş-ı Velî ve Kâmil İnsan-Fâ
    Tükendi
    Dini yoğunluğun ve coşkunun normalin üstünde olacağı mevsimlerde, tartışmaların basın-yayın yoluyla gündeme getirildiğine ve ilmi birikimleri, alanlarının uzmanlarınca yeterli bulunmayan, ancak medyanın takdimiyle ilahiyatçı-yazar kodu ile çıkarılan insanlar arasında ekranlarda yüksek seslerle münakaşa havasında tartışıldığına şahit olmaktayız. İşte bu eser; Müslüman toplumların gündemini sık sık işgal eden ve her düzeyden insanı ilgilendiren; ibadet ve aile hayatımızla ilgili yüz kadar konu ele
    Tükendi
    Küreselleşme adı altında kurulmak istenen yeni dünya düzeni, aslında yeni bir hristiyan sömürge düzenidir. İnsanların köleleştirilmesi ise bu düzenin tabiatı gereğidir. Bu büyük projeyi yönetenlerin dünya çapında yürüttükleri psikolojik ve ekonomik operasyonlar da bu hedef doğrul-tusunda alt yapı oluşturmaya yöneliktir. Bu faaliyetin ilk basamağı, hedef seçilen kitlelerin sahip oldukları kültür değerlerini ve ekonomilerini yıkmak, sonra da onun yerine Batılı hayat tarzını ve Hıristiyan kültürünü ikame etmek
    Tükendi
    Ben, Elif. Kırk yaşıma değin kendi dünyamın içinde neden, niçin sorularıyla boğularak isyan eşiğine gelmişken, hiç ummadığım bir zaman diliminde sadece kendi cevaplarımı değil, tüm evrenin cevaplarını da buluverdim. Öğrendim; herkesin bir hikâyesi varmış... O hikâyeler ki dünya ateşinde yanıp yok olmamızı sağlarmış. Bedenin hiçliğinden çıkıp, varlığımızın sebebine vakıf olmamız için çok gözyaşı dökmek lazımmış. Hepimizin sınavı, o hikâyelerde saklıymış. Öğrendim; Aşk ile dokunmak ve Aşk ile yaşamak gerekmiş
    Tükendi
    Bu kitap, Kur'an'ın en sağlıklı yorumunun, Kur'an âyetlerinin târihsel ve metinsel bağlamını dikkate almakla mümkün olabileceğinden hareketle, Kur'an kıssalarını sîret bağlamında okuma çabasının bir ürünüdür. Kur'an kıssaları üzerine pek çok kitap yazılmıştır. Ancak bunların önemli bir kısmı, birbirinin tekrarı mahiyetindedir. Bu çalışma ise, Kur'an kıssalarını farklı bir bakış açısıyla okuma önerisindedir. Şöyle ki, Kur'an'daki kıssalar, mümkün mertebe kronolojik tertip yapıldıktan sonra Hz. Peygamber'in
    Tükendi
    İmam Hatip nesli artık biliyor ki, ümmet coğrafyasındaki dertlerimiz birbirinden farklı değil. Bunu ellerimiz birbirine uzandıkça daha iyi anlıyoruz. Yani derdimiz de, mücadelemiz de müşterek; bilinçlenme ve gelecek yürüyüşümüz de... İmam Hatip nesli elinden tuttuğumuz çocuğumuz, kardeşimiz, geleceğimiz. Derdimiz; öncülere, sabikuna ulaşabilmek. Asım'ın Nesliyle, Kur'an Nesliyle, Diriliş Nesliyle bütünleşecek imanlı bir nesil. Karanlıktan aydınlığa yürüyüşümüz bir ibadet; ibadetimiz, iki düny
    Tükendi
    Dini nassları anlama ve yorumlama metodolojisi olan usûl-i fıkıh iki temel metoda dayanmaktadır. Bunlardan biri tespit edilmiş asıllardan hareketle cüz'î meselelere çözüm getiren Mütekellimîn/Şâfiîyye metodudur. Diğeri ise fer‘î meselelerden yola çıkarak usûlî kaideleri ortaya koyan Fukahâ/Hanefiyye yöntemidir. Farklı metotlar arasında ihtilafların varlığı kaçınılmaz olduğu gibi aynı metod mensupları arasında tartışmaların olması da doğaldır. Bu çalışma, İmâm Şâfiî'ye atfedilen metodolojik görüşler ile Şâfi
    Tükendi
    Ebû Mansûr el-Mâtürîdî(Ö. M. 944), Ehl-i sünnet kelâmı ile dirayet tefsirinin kurucusu ve Hanefî fıkhının geliştiricisidir. Günümüze ulaşan ilk dirayet tefsirinin müellifidir. İmam Mâtürîdî, Te'vîlât'ında, sahabe, tâbiîn ve tebe-i tâbiîn neslinden intikal eden açıklamaları da nakletmiştir. Böylece, muhtemel anlamları akıl yürüterek belirlemeye çalışmak suretiyle te'vil yöntemini uygulamıştır. Eserde, itikadî mezheplere dair bilgilere yer verildiği gibi, fıkhî mezheplere, özellikle Şafiî fıkhına ilişkin bilg
    Tükendi
    İnsanın inanma arzusu o kadar kuvvetlidir ki, zaman içinde dinin formel bilgilerinin yanında başka ritüeller ortaya çıkmaya başlar. Böylece, kitabi dinin yanında bir de halkın muhayyilesinde ve geleneğinde yüzyıllardır varlığını sürdüren inanış biçimleri ve yeni ritüeller doğar ve bunların tamamı bir bütün olarak "yaşayan din" olgusunu meydana getirir. Özellikle ülkemizde, gündelik hayatın din ile iç içe geçtiği yerlerden biri de türbelerdir. Dünyada çok farklı örnekleri de olan bu yerler, insanlar için ruh
    Tükendi
    Diyanet İşleri Başkanlığı, gerek cami içinde gerekse cami dışı din hizmetlerinin yürütülmesinde vaizlerden yararlanmaktadır. Bununla birlikte değişen toplumsal, ekonomik ve teknolojik şartlar daha çok cami içi din hizmeti olarak ve sözlü geleneğe dayalı olarak yıllarca yapılan vaizliğin işlevlerini ve vaizlerin görevlerini yeniden sorgulamayı gündeme getirmiştir. Bu kitapta. Türkiye'de din hizmetini yürüten vaizlerin gözüyle, vaizlik mesleğinin sorunlan ve vaizlerin bu sorunlara çözüm önerileri ele alınmışt
    Tükendi
    Günümüzde, çok farklı iç ve dış etkenlerin tesiriyle yok edilmeye maruz bırakılan, toplumumuzdaki kenetleyici ve bütünleyici unsurların zayıflaması; uluslararası etkenlerin devreye girmesi, postmodern söyleme bağlı dinî kimlik arayışları gibi sebeplerle, toplumumuzda dine dayalı ayrışmanın fay hatlarını tetikler oldu. Bu yanlış anlayışların önlenmesine katkı olması bakımından faydalı olacağını umduğumuz bu çalışma, daha önce yapmış olduğumuz ?Alevîlik ve Sünnîliğin Sosyolojik Boyutları" konulu çalışmanın te
    Tükendi
    Aydınlanma çağının düşünürleri, insanlığın modernleştikçe dinden uzaklaşacağını ve dinlerin eninde sonunda öleceğini düşündüler. Hatta bunun için zaman biçenler bile oldu. Aslında bu öngörü bilimsel bir tahmin değil, ideolojik bir temenni idi. Yani tezin ardında "böyle olmalıdır!" iması vardı. Ancak insanoğlunun inanma isteği sona ermedi, hatta dinsel pratiklerde yükseliş gözlendi. Bugün Hıristiyan dünyasındaki kiliseler arasında en güçlü olanlar, sekülerleşme sürecine en çok direnç gösterenler; Evanjeliz
    Tükendi
    BU KİTAPTA TASAVVUFUN BÜYÜK ÜSTADLARINDAN MUHYİDDİN İBNÜ'L-ARABİ'NİN GÖZÜYLE İDRİS PEYGAMBER KONUSU ÇALIŞILMIŞTIR.
    Tükendi
    "Nach bewiesen wird das Atome, Moleküle, Steine und Stahl lebednding sind, werden sie in diesem Buch seben, * Dassvierg verscheiedene Essen in einem Topf werden, und ihr Geschmack, ihre Gerüche, und ihre Farben sich nicht miteinander vermichen. * Dassaus der Sonne, der Atmosphâre, Erde und Wasser das grösste Unternehmen der welt gegründet wird, und in Fabriken ohne Dach die hervorragensten kunstwerke produziert werden. *Dass in dieser Welt, wo sogar der Dünger aufersteht, auch der MEnsch und alles andere au
    Tükendi
    On dokuzuncu yüzyıldaki hakim yaklaşım olan pozitivistik ve evrimci bilim anlayışının sonucu olarak dine yönelik antropolojik (Frazer, Tylor, Müller), sosyolojik (Durkheim) ve psikolojik (Frued) vs. okumalar, yerini zamanla dine, dinsel bir olgu olarak ve onu bu şekilde anlamaya çalışan paradigmalara bıraktı. Yine, ikinci dünya savaşı sonrası çalışmalarda din, pozitivistik nesnellik anlayışının bir nesnesi olmaktan çıkıp, dini yaşayanın da araştırmayı yapan kimse ile insan olmak itibariyle benzer duygulara
    Tükendi
    Bir yandan tükenişini, bir yandan birikişini yaşayan bir harp kahramanı Düş ve gerçekliğin iç içe geçtiği fırtınalı bir zeminde şeytani bir anafora tutulmuş, sürüklenerek yaşarken önüne sürülen ikilem şu: Hayat mı, helak mı? Ve hangisi hayat, hangisi helak? Yakasını kaptırdığı esrarengiz ziyaretçileri kim? Melek mi, Şeytan mı? Ve hayatına giren biri var ki, Neslihan mı, Nefs-i Can mı? Şeytan Sarmalı, edebiyatla gerilimin harmanladığı soluksuz okunacak bir roman
    Tükendi
    Sadece stokta olanlar : 
    Toplam 27 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1