Menu 0
    Anasayfa Arama sonuçları
    Sonucu Daralt
    Sadece stokta olanlar : 
    Toplam 69 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
    Her yaştan insanın zevkle okuduğu usta romancı Ahmed Günbay Yıldız, "Aşka Uyanmak" ile karşımıza çıkıyor bu kez... Eserde, her türlü olumsuzluklarla karşı karşıya gelmiş fakat hiçbir yol göstericisi olmayan gençlerin açmazları ele alınıyor. Bugüne kadar pekçok insanın üzerinde olumlu etkiler bırakan yazar, bu eseri ile önceki romanlarını da aşarak yepyeni bir tahlil ve ifade zenginliğine ulaşmıştır. (Arka Kapak)
    Tükendi
    Halkımızın gerçeklerini, onların derdini, kederini ve sosyal meselelerini ele alarak işleyen romancımız Ahmed Günbay Yıldız`ın Azat Kuşları` kısa zamanda üst üste yeni baskılar yaptı... Bu roman, romancının gözlemlerine dayanan ve halka malolmuş gerçek bir hayat hikayesidir. Sosyal değerleri dumura uğratılan küçük bir köy örneğiyle, koca bir toplumdaki çözülüşü ve ferdi çözüm arayışlarını gündeme getiren yazar, aynı zamanda çözüm için birtakım ipuçları da vermektedir.
    Tükendi
    Hayat, zorluklarla örülmüş çetin bir imtihan alanı; veya bir yarış pisti. Ayrılığı, çileyi ve zorlukların her türlüsünü omuzlamaya hazır olmayanların bu alanda tutunması ise oldukça güç. Bu güçlüklerin üstesinden gelmeye azmedenlerin elinden bırakamayacakları bir duygu çağlayanı Aynada Batan Güneş, caddelerin yürünmez olduğu, sokakların kan gölüne döndüğü bir dönemde, gençlerin kararmış ruhlarına aydınlığın tükenmez kaynağından bir demet pırıltı aksettirmeye çalışanların hikayesi...
    Tükendi
    Günahın rengi nedir?Kara mıdır sizce de?Öyle midir değil midir bilemeyiz ama kopkoyu bir renk olduğunu ve bütün renkleri soldurduğunu söyleyebiliriz herhâlde."Günahın Rengi" Ahmed Günbay Yıldızın son romanının adı. Kitabını, bir anlık arzuya, ihtirasa ve intikam duygusuna acımasızca kurban edilen bir aşkın etrafında kurgulayan yazar, eserinde aslında toplumdaki ahlâkî çöküşü, eğitimsizliği, kutsal değerlerimize yeterince ehemmiyet vermeyişimizi eleştiriyor. Roman bu bakımdan okuyucuyu silkeliyor ve iç muhas
    Tükendi
    Kendini keşfe çıkma dönemidir gençlik, kendini bulma, bilme ve her ne olursa olsun kaybetmeme Zamanın parçalanmaz bütünlüğü içinde ömürlerinin baharında olan bir grup genç, günün birinde hatalarıyla çarpışacaklarını düşünememişlerdi. Dünya ceplerinde dönerken adeta, gelecekte kuracakları yuvanın yanlışlıklar üzerine bina olacağına ihtimal vermemişlerdi ve bu yanlışlıkların, mutluluklarını gölgeleyeceğine Ahmed Günbay Yıldızın Kendimi Unutup Sana Ağladım adlı romanı, yazarın 43. romanı. Yıllardır sağlam bir
    Tükendi
    Gençliğinin en dalgalı günlerini yaşıyordu Ercan. Nakış Baba´nın kapısını çalmıştı yine. O´na kimselere açamadığı sırrını verdiği gün, başka bir sırra, Nakış Baba´nın efsunlu sırrına ortak olmuştu. Gerçek aşk nedir? diye sorduğunda Ercan, Aradığın sorunun cevabı burada der gibi elindeki günlüğü onu uzatmıştı Nakış Baba..İlayda, Bahar Hemşire ve Sultan..Hepsi birer aşkın öznesiydi ama Fuat´ı Nakış Baba yapan ve onun ince ince işlediği gönül tahtına oturan gerçek sultan kimdi?Ahmet Günbay Yıldız´ın Seni Unutm
    Tükendi
    Hacer Hanım, bir yandan kendisi gibi öğretmen olan eşi İsmet`in ticaret hevesi ve para kazanma hırsı ile mücadele ederken bir yandan da gençlik aşkı uğruna bütün insani değerleri feda eden babasıyla sınanır. Sonunda genç yaşta dul kalan yalnız bir kadın olarak Ankara`da büyütmeye ve terbiye etmeye çalışır oğlu Boran`ı. Fakat Boran gençlerin saplandığı hırs ve heves bataklıklarında bocalamakta, annesinin temsil ettiği ahlak anlayışına isyan etmektedir... Ahmet Günbay Yıldız, "Güneşe Matem Düştü"de şefkat,
    Tükendi
    "- Sen ana oldun mu hiç? Çocuğunu sabahın erken saatlerinde en tatlı uykusudan uyandırdın mı? Onun acıklı bakışlarına muhatap oldun mu hiç? Çocuğunu başkalarının kucağına bırakıp işe gelirken, ondaki ezik duyguyu, acıyı paylaştın mı? Yüreğin sızladı mı onu yuvasından ayırıp başka çatıları altında bırakırken? Hasta olduğu günlerde bile yüreğinle birlikte bıraktın mı başka yerde? Sonra çaresizlik gözyaşını döktün mü onun için? İşten yorgun argın dönüp seninle birlikte eve gelen erkeğinin vurdumduymaz tavırla
    Tükendi
    Çaresiz, başıboş bir hayat... Yıllardır ihmal edilen insanlık ve yıkılan bir dünya... Romanlarında toplum gerçeğini tüm detaylarına inerek ele alan yazar, bu romanda da neşterini ustaca kullanıyor...
    Tükendi
    Ahmed Günbay Yıldız bu eserinde değişik bir kompozisyonla karşımıza çıkıyor. Yaratılışın tabii bir sonucu olarak, hiç karşılık beklemeyen, hep kendinden veren babanın sevgisi... Ve kendilerini büyütene kadar üzerlerine titreyen bu babaya yüreklerindeki sevgiden yeterince pay ayıramayan evlatlar... Bir de bir genç kızın nakış nakış işlediği tertemiz sevgisi... Ahmed Günbay Yıldızın bu eseri bir sevgi mozaiği...
    Tükendi
    Gece şafağa dokundu dokunacaktı ama Dolunay önündeki yeni dünyanın sevinci ve tedirginliği içinde çırpınışlar veren yüreğini direnişe çağırıyordu, camın ardındaki puslu dünyayı pırıltılı gözleriyle kurcalarken Dolunay, tüm engellere rağmen gökyüzündeki bulutları dağıtıp, kalemiyle dünyasını aydınlatabilecek mi? Ahmed Günbay Yıldız, İstanbul Yüzlü Kadında ahlak, aile ilişkileri, cinsiyet ayrımı gibi kavramları sorgularken, okurlarını soluksuz ve düşündürücü bir serüvene davet ediyor...
    Tükendi
    Kavramlar sahi bu kadar ikiyüzlü müydü? Yoksa, istediğimiz gibi yorumlayışımız mıydı onları özünden kapıp birer karmaşa haline getiren? Bilmiyorum doğrusu. Bildiğim tek şey, işimize gelmeyen gerçekleri kendimize uyduruşumuz!..
    Tükendi
    Kendine yalan söylemeyen biri yaşıyorsa yeryüzünde, hâlâ aşk vardır... Sevenlerin tek arzusudur araya ayrılıkların girmemesi... Ve seviliyorsan, karşılık vermişsen, sevdiğini kalbinde saklamalısın. Çünkü sevenlerin yüreği bir başka sevdanın varlığını bir an bile kaldıramaz... Sahi, böylesine güven veren, ince, saf ve duru bir gönül var mıdır dünyada? Aşk dolu, ufuk açıcı denemelerle bezeli Cemre Önce Kalbe Düşer, hayatta eksikliğini duyduğumuz erdemlerin ve soylu duyguların peşine düşmeye
    Tükendi
    Ekinlere baktı baktı kibriti çakmadan önce... Buhar buhar kaynaşan toprağın sinesinden, sihirli bir kokuyu soluklanarak filizlenmişler. Yeşilin insan ruhunu büyüleyen tonlarıyla haykırıp açığa çıkmış hepsi de... Şimdi köyün eteklerindeki tarlalar, yeşeren ekinlerle bir başka endamda... Seyirde bekleyen gözleri kamaştıran sihirli bir tablo görünümünde... İşte aşk, işte bu eşsiz sanatın sevdaya düştüğü yürekleri sahibine götüren yollar...
    Tükendi
    Cıvıl cıvıl çocukluk çağından gençliğin umut dolu günlerine doğru uzanan hayat çizgisiden nice insanlar kaybolup gitmiştir. Pırıl pırıl sevecen bakan gözleriyle herkesi güzel gören nice genç kızlar ve delikanlılar kötülerin tuzaklarına ve çirkin emellerine kurban gitmiştir. O kalpleri güzelliklerle dolu çocukların mutlu omaya hakları yok muydu? Neden ağlayarak karanlıklara karışıp gittiler? Bu dünyada mutlu olmanın yolu yok mu? İşte gerçek hayatın içinden alınan bir kesit.roman kahramanlarımız da bu so
    Tükendi
    Aşk sabır, aşk vefa, aşk hoşgörü ve sadakat... Aşk mutluluğu bekleyen gönüllerin özlem bestesini yapan kutsal bir dua... Aşk gurur ve kalpten silinmeyen duygularla ebediyete yazılan teslimiyet mektubu... Şayet aşkın vuslat varsa hayatın en anlamlı süsü olur. Ayrılık varsa susan gönüllerin sır kasasında toprağa düşen kaderi olur... Bir taşra hikâyesi bu... Yıllara yayılan, gelecek kuşaklara dokunan hazin bir aşk... Kan davasının yıktığı yuvalar, ayırdığı gönüller... Gerçek huzurun, barışın ve aşkın peşinde
    Tükendi
    Bilinmezlerle perdelenen iftiralar, yıkılan yuvalar, evladına hasret kalan analar... Gözleri görmeyen bir delikanlı ile kalbine duvarlar ören bir genç kızın imkânsız aşkı... Gerçek huzurun peşinde, arayış içindeki kalplerin bir ömürlük hikâyesi... Bambaşka dünyalara ait insanların kesişen kaderlerinin hikâyesi bu... Türk edebiyatının en üretken yazarlarından Ahmed Günbay Yıldız'ın kaleminden gerçek körlüğün kalplere inen bir perde olduğunu anlatan, sürprizlerle dolu, çarpıcı bir roman: Gidersen Veda
    Tükendi
    Semih, etrafındaki güçlerin ve maddenin kuşatmasında olan bir kasabada ´asil kime denir, asil doğulur mu yoksa asalet sonradan hakedilip taşınan bir vasıf mıdır? ´ gibi sorularla zihni meşgul bir gençtir. Bu cesur ama toy delikanlının ödediği bedel ise memleketinden sürgün edilmek olacaktır. O´nun artık tek dileği vardır önünde herkesin saygıyla eğildiği biri olarak doğduğu topraklara geri dönmek! Hayata dokunarak romanlarıyla okuyucularının gönlünde taht kuran Ahmet Günbay Yıldız, yeni romanı ´Kiralık Haya
    Tükendi
    Kan davası yüzünden yurtlarını bırakıp bir Akdeniz beldesine yerleşen iki varlıklı aile: Oflazoğulları ve Kozanoğulları... Aşkla bağlanan bir yürek: Melek... Şartlara yenik düşen bir adam: Cuma... İstenmediğini bilmeden evlenen bir genç kız: Zeynep... Gelecek nesillere gölge düşüren imkânsız bir sevda... Anıların pençesinde kıvranan iki genç: Tunahan ve Berceste... İftiralar, tehlikeli sırlar, servet kavgaları, husumetler... Türk edebiyatının en üretken yazarlarından Ahmed Günbay Yıldız, 50. kitabıyla y
    Tükendi
    yıllardır beklenendi Can... Nergisçe yolu gözlenendi. Ansızın çıkıp gelişiydi bir genç kızı yeniden dirilten. Nergis`e can vermeyi kim istemezdi... Dilde destanlaşan bir çocukluk aşkının öyküsü bu. Kalbur üstü yüreklerin ihanete boyun eğişi değil. Yüreklerden mektupalara arzedilen bir sevdanın dost eliyle parçalanışıydı. Bin parçaya bölünen bir yüreğin ve hep bekleyen bir çift nemli gözün öyküsü... Nergis yılların özlemini gömdüğü yerden çıkarken, hasretin karanlığından gurbet ellere deste deste umut yazark
    Tükendi
    Sadece stokta olanlar : 
    Toplam 69 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3